İSRAFTAN SAKINMAK VE TASARRUF

30 Eylül 2022 (4 Rabiulevvel 1444)

قال الله تعالى: ﴿كُلُوا واشْرَبُوا ولا تُسْرِفُوا إِنَّه لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ﴾[اعراف: ٣١]

قال رسول الله ﷺ: ﴿مَا عَالَ مَنِ اقْتَصَدَ﴾ [آلوسي تفسيري، اسراء ٢٩ نجي آيت]

Muhterem mü’minler,

bugünkü hutbemiz İSRAF VE TASARRUF hakkındadır.

İsraf lügatte haddi tecavüz etmek, aşırı gitmek manasındır. Yemede içmede israf olduğu gibi, lüzumsuz harcamalarda, hor kullanılan eşyada, doğal kaynaklarda, hatta ömrü lüzumsuz ve zararlı işlerde kullanmakta da israf vardır. Onun içindir ki bir Allah dostu; “Vakti, nakdi ve ömr-i azizi israf etmeyin!” yani “Zamanı, parayı ve şerefli olan ömrü israf etmeyin” buyurur.

Kur’an-ı Kerim’in birçok ayeti Müslümanları israftan meneder. Bunlardan birisi Âraf Suresi’nin 31’inci ayetidir ki meâli şöyledir:

Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O Allah, israf edenleri sevmez.“[1]

Ayette de görüldüğü gibi, Cenab-ı Hak ölçülü yemek-içmek ve giyinmekten menetmemiş bilakis teşvik etmiş, fakat aşırıya gidilmemesini emir buyurmuştur. İslam, itidal dinidir. Onun içindir ki Müslüman, her türlü aşırılıktan sakınan, hayatını normal ölüçüler içinde yaşayan düzenli insandır.

Bir başka Ayet-i kerime’de de: “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.”[2]buyrulmak sureti ileisraf ehlinin şeytanla kardeş olduğu ilan edilmiştir.

İsraf, her ne kadar fertleri ilgilendiren bir durum gibi görünse de, özenti halinde cemiyete yayılan ve tüm toplumu felakete sürükleyen bulaşıcı bir hastalıktır.

İsrafa alışan kimseler, kanaat hazinesinden nasipleri olmadığı için şahsi kaynakları tükendiği zaman haram yollardan kazanmaya, başkalarının hakkına tecavüz etmeye, beytülmali yani devlet ve millet malını zimmetine geçirmeye teşebbüs edebilirler. Bu durumda da sadece israf günahını irtikap etmekle kalmayıp, haksızlık, gasp ve hırsızlık günahlarına bulaşacaklardır.

Halbuki israftan sakınanlar, zenginken huzurlu oldukları gibi fakirken de sıkıntı çekmezler. Varlık halinde israfa alışan nice kimselerin darlık halinde ruhi bunalıma girip intihara teşebbüs ettikleri bilinen bir gerçektir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “İktisatlı davranıp israf etmeyen, fakirlik çekmez.”[3] buyurmak suretiyle israftan sakınmanın insan hayatındaki müsbet tesirini beyan etmişlerdir.

Her hususta olduğu gibi israf ölçüsünün ne olduğu hakkında da Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hayatında güzel örnekler vardır.

Abdullah ibn-i Ömer (r.a.) dedi ki:

Hz. Sa’d (r.a.) abdest alırken Rasulüllah (s.a.v) ona uğradı ve: “Bu israf nedir ey Sa’d” dedi. Hz. Sa’d: Ya Rasulellah, abdestte de mi israf vardır? deyince Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Evet; akan bir nehirde (abdest alıyor) bile olsan!”[4] buyurdular.

Kıymetli Mü’minler,

Yukarıda zikri geçen ve cihanşümul bir düstur olan Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerif’lere baktığımız zaman; elektiriğinden suyuna, gıdasından ihtiyaç malzemesine kadar aklımıza gelebilecek -gerek şahsi gerek milli servet olsun- her şeyde lüzumundan fazla harcamanın ve tüketmenin israf olduğunu görürüz. Hele de kaynakların kısıtlı ve sınırlı olduğu şu günlerde.

Unutmayalım ki, israf toplumu olanlar iflas toplumu olmaya adaydırlar.

Aziz Cemaat-i Müslimin,

Önümüzdeki 3 Ekim Pazartesi günü icra edilecek olan AÇIK CAMİ GÜNÜ’nde İslam’ın cemiyet hayatına sunduğu bu ve benzeri güzellikler, ziyaretçilerimiz ile paylaşılacaktır. Herkes davetlidir.


[1] Araf, 31

[2] İsra, 26-27

[3] Alusi, İsra Suresi 29. Ayetin tefsiri

[4] Tefsir-i Razi, İsra Suresi, 26